27 Ekim 2008 Pazartesi

Doğan & Ciner

NTV ile baş edemeyip (bu baş edememe daha çok reklam gelirleri için ifade edilmiştir, izlenme oranları için değil) karasal yayın frekanslarını TNT'ye devreden CNN; kablolu, digitürk, D Smart ve uydudan yayın hayatına devam ediyor. Ciner grubu ise tam tersini yaparak bir türlü olmayan Kanal 1'i karasaldan çekti ve frekanslarını Habertürk'e kaydırdı. Doğan haber kanalının erişimini daralttı, Ciner ise genişletti. Kanal 1'in bol yabancı sinemalı bir kanal olmasını bekliyoruz. Habertürk artık kablolu, digitürk, D smart, udu ve karasalda. Kanal 1'in karasalı eksik. Yapılan operasyonun doğruluğu Kanal 1'in oluşturacağı prototipe bağlıdır. Doğru bir prototiple kanal mevcuttan daha yüksek reklam geliri elde edebilir. AB'ye oynayan kanalın protoripinin de AB olması gerekli. Karasalı terk etmesine rağmen doğru hamleler daha yüksek reklam geliri sağlayabilir. Habertürk; NTV, TGRT, 24 ve kısmen Skytürk ile karasal yayını yapan haber kanallarına katıldı. Habertürk büyük ihtimalle NTV'nin ardından 2. liğe kurulacaktır. Bunda da yeni kurulacak gazetenin TV kanalına sinerjisi etkili olacaktır. Gazetenin gücü Habertürk'ü daha çok itecektir. Eğer gazetenin ismi "Habertürk" olarak düşünülüyorsa, düşünme aşamasını geçmemesini tavsiye ederiz. Sıfırdan bir gazete grubun lokomotifi olacaksa bile riskleri beraberinde getirecektir. Habertürk'ü Habertürk'e bırakın.

Teşekkür

Teknoloji fakiri bendenize bu işten nasıl sıyırmanın yolunu yordamını gösteren Alper Öcal kardeşime nam-ı değer LAMBUJA'ya fikri hür, vicdanı hür nesiller adına teşekkürü bir borç bilirim.

Bursaspor ve Aybaba


Pazar gününü Bursa'da geçirdim. Tabi şehre ayak basar basmaz ilk işim "Olay" gazetesi almak oldu. Dün akşamki Fener-Bursa maçının yankılarını daha net alabileceğim gazete. Türkiye'nin Yeni Asır'la beraber en başarılı yerel gazatelerinden biri. Belki de en iyi iki gazetesi. Başlık 5-2'lik skordan dolayı tabi ki ulusal gazetelerden farklı. "Rezalet" ve "Yakışmadı" başlıklarını uygun görmüşler. Ben o kadar rezil bir durum görmedim gerçi ama neyse. Maça özellikle Gökhan Güleç, Romaşenko, Yusuf ve Sercan ile başlamayı biraz fazla abartılı bulmuş durumdalar. Bir yerde haklılar ama Josico, Selçuk ikilisi Sarp-Ozan ikilisini yenmedi bence. Ya da ilgili 4'lünün defansa hiçbir desteğinin olmaması Bursaspor'un 5-2'lik sonuna katkısı aman aman boyutlarda değildi. Galatasaray maçının 62. dakikasından itibaren ilgili 4'lü iş başındaydı. Sonra skoru korumak için bir bir oyundan aldın hepsini. Aybaba'nın belirttiği 2 önemli nokta var. Birincisi bu kadar kolay yersen diye başlayan kısım...Fenerbahçe geçen sezonki silahını hatırladı. Duran toplar. Lugano kafa gol, Edu kafa gol, Uğur'un ittirmesi kaktırması...Zaten 3 oldu. Bundan sonra toparla toparlayabilirsen. Geçen sezon 17 golü duran top organizasyonundan bulan Fenerbahçe'de birilerinin kafasına yeni dank eden birşeyler ve bu birşeylere çanak tutan Bursaspor. Buradan Aybaba'nın 2. önemli noktasına geleceğim. 90'lı Sercan'ı bu maçta beğenmeyebilirsin. Ama yediğin gollerin durumuna bakmadan çıkıp da bu çocuğu bu şekilde herkesin ortasına "atmanın" doğru bir tarafı olmadığını düşünüyorum. 18 yaşındaki çocuğu alırsın ve konuşursun. Önümüzdeki haftaya da istersen kesersin. Ama herkesin içinde bu şekilde eleştirmeni tartışırım. Sen havalandın, ben indiririm, bunu da tüm Türkiye duysun. Valla tribüne oynayan sensin bu konuda Aybaba. Küçük bir ekleme daha yapalım. Bursa hafta içi Fener'in duran toplarını nasıl etkisiz hale getiririm diye çalıştı mı? Suat Paçacı'ya soracağım merak ediyorum çünkü. Eğer çalıştıysa futbolcular hatalıdır. Ama İbrahim Öztürk'ün yokluğunda genç Serdar Aziz mi bu kadar etkiledi savunmayı. Van Belediye kupa maçında dahi bu çocuk 18'de yok. ilk 7 haftada sadece Kocaeli maçında 18'de var onda da oyuna girmiyor. İlk 7 haftada 0 dakika oynuyor, sonra sen bu adamı Kadıköy'de İbrahim'in yerine koyuyorsun. Yok muydu bu çocuğun 5'er-10'ar dakikası. Sercan, Serdar, Ömer, Aybaba. İğne, çuvaldız. Tribüne oynamak, takıma oynamak.