27 Aralık 2008 Cumartesi

Semt sizin aşk bizim


Demirören'in basın toplantısındaki görüntülerle ilgili konuşmak sorunu çözecek türden değil. Yangının etrafında dolanmaktan başka bir şey değil. Yangından en çok itfaiyeci korkarmış ama en önde de o gidermiş. Perdeyi aralayıp, kafayı sokmak gerek...Tabi gerçekleri görmek istiyorsak. Beşiktaşlı'nın hiçbir zaman büyüklükle ilgili bir sorunu olmadı. Beşiktaşlı hiçbir zaman "en çok benim taraftarım olsun" demedi. "Az olsun ama öz olsun" dedi. Beşiktaşlı aslında "dünyanın en büyük semt takımlarından" birisi olduğunu bildi. Rahatsızlık duyulacak bir şey yok ki burada. Herkes sevdasını farklı yaşar. "Semt bizim aşk bizim" Beşiktaşlının asıl yakarışıdır aslında. Eğer Beşiktaş-Fener ya da Beşiktaş-Galatasaray maçını Türkiye'nin en büyük maçı yapacağım dersen o zaman aslını inkar etmeye başlıyorsun. Böyle bir ızdırabı yok ki Beşiktaş taraftarının. Yıldırım Demirören'in basın toplantısını şuna benzetiyorum. Bazı şirketlerde bu tip yöneticiler vardır. Ekibine sözünü geçiremez. Belki söyledikleri doğrudur ama yaptırtamaz. Zaten en sevdiğim sözlerden birisidir ki "söylemek yaptırtmak değildir, söyleyen olma, yaptırtan ol. Tabi yöneticiysen". Bu sebeple bu tarz yöneticiler sık aralıklarla "ben buradayım" deme gereği duyarlar. Otoritesini sürekli hissettirmek zorunda hissederler kendilerini. Rütbe bende ama ben istediklerimi tam anlamıyla yaptıramıyorum ki... Aslında yaptırmak istediklerim bu firmanın menfaatine durumları. Aslında sorun sadece karizma ve liderlik eksikliği değil aynı zamanda bilgi ve yeterlilik eksikliğidir. Çalışan hisseder bunu. Hissettiği zaman da film kopar. Tiyatro başlar. Ekip ruhu biter. Bu basın toplantısı da bunun yansımasıdır. Ben büyüğüm. İki büyük yaratmak istiyorlar. 20 senedir üzerimize oyunlar oynanıyor. Kompleks yapı Beşiktaş taraftarında değil Beşiktaş'ın başında. Gökten iki şampiyonluk düştü. Yan barcoda da o oynasaydı o zaman. Sizin döneminizde Beşiktaş'ın hiç şampiyonluk göremediğini hesap edersek 13-14 yıla tekabül eder bu 2 şampiyonluk. Hep söylüyorum, yine söylüyorum. Beşiktaş önce sahada güçlü olacak. Şu soruyu kendine soracaksın. "Neden Fener bu kadar kötüyken helva gibi dağılmıyor da biz bir maçtan sonra helva gibi dağılıyoruz." Beşiktaş taraftarı bunları haketmiyor. Bir şeyleri ispatlama çaban varsa, sen aslında o olmadığını düşünüyorsundur. Yazalım bir kenara.