10 Mart 2009 Salı

Kendine Saygı


Kayseri maçını seyrederken hep aklıma Meira geldi. Meira'yı bana sürekli anımsatan ise Lugano idi. İkisi arasında beynim mekik dokudu. Lugano ve Meira'nın işe bakış açısını sorguladım sürekli. Meira'nın Stutgart kaptanlığını, yaşadığı şampiyonluğu. Kimine göre Lugano'nun Lazio transferi tamam. Kimine göre ise fiyat yükseltiyor. Kayseri maçında Lugano'yu seyrettiniz mi bilmiyorum? Ben seyrettim. Sahada öyle bir adam var ki sonuna kadar o formanın hakkını veriyor. Verebileceği ne vara sahaya koymaya çalışıyor. Meira için ağır bir yazı yazmıştık. Lugano için de yazılacak çok şey var. Lazio'ya mı gidiyorsun, Juve'ye mi gidiyorsun, nereye gidersen git kardeşim. Ama böyle oynayarak git. Pasif yıkıcı olarak gitme. Camiayı satarak gitme. Galatasaray Meira'yı Hamburg maçından sonra satsaymış? Pehhh. Adam seni savaşta satmış. Galatasaray'ı sahada satan bir gün oradan da sıkılır Zenith'i de sahada satar.

Siyah-Beyaz


Siyah beyazdı hayatımız eskiden.
Siyah beyaz bakardık renkli gözlerden
Yaşama dair ne varsa…

Siyah devlet, beyaz hizmet demekti o zamanlar
Siyah, çatık kaşlılar,
Beyaz, mutlu halka
Siyah takım elbiseleriyle,
Beyaz vaatler verirlerdi hiç gerçekleşmeyen.

Siyah beyaz televizyonlarda,
şerefli yenilgiler seyrederdik.

Gururlu, mağrur,
ama biraz da ezik…

Siyah forma,

beyaz yaka önlüklerimiz vardı okullarda.
Bir harf öğreten öğretmene

köle olma saygısıyla

kara tahta önünde

beyaz tenli mahcup çocuklardık.

Siyah beyaz aşklarımız vardı.
Siyah damatlık,
ve beyaz gelinliğiyle…
nikâh memurunu da içine alan
mutlu birer resimdik duvarlara asılan.

Siyah beyaz fotoğraflarda,
siyah saçlı,
beyaz gülen düşler yaşardık
Siyah, beyaz solgun fotoğraflarda,…
aslında canlı ruhlar taşırdık.

Siyah beyazdı her şey.
Beyaz güler, siyah ağlardık.
Ağıtlar yakar, karalar bağlardık.
Beyazlar giyer,
Çalar oynardık.

Ya siyah düşünürdük,

ya beyaz.
ortası yoktu fikirlerin.
Ya kara şahin olurduk

ya da beyaz güvercin.


M.Erdal Karakaş (Hasta Fenerlidir)