30 Nisan 2009 Perşembe

Kutlu Olsun


Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır

Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez

Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde

1 mayıs 1 mayıs işçinin emekçinin bayramı

devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı
İlk dörtlükle idare edelim. Bilenler gerisini getirirsin. 32 sene öncesi hala karanlık. Kazancı yokuşunun başı. Neresinin başı? Bugünler daha da karanlık. O günlerden öte. Höt desen al sana ... diyecek bir nesili yetiştirmeyi başardınız. Susan, sesini çıkarmayan, sabahtan akşama bilgisayarda oyun oynayan, okumayan, araştırmayan, bilmeyen. Hepinize helal olsun. Aslanlarım benim. Küçük yazdım ki kimse okuyamasın. Yoksa neyin devrimi? O gün de böyle bir devrim yoktu...Maksat halkların bayramı.


25 Nisan 2009 Cumartesi

Belediye


Önce şunu diyelim. Eğer yanılıyorsak özür dileyeceğiz. Ankaragücü'nün, Konya'nın, Eskişehir'in Gençler'in, Denizli'nin kafası rahat olsun. Yaklaşık 4-5 haftadır sinyallerini veren durum bana göre netleşmiştir. Bu Belediye bu ligde futbol kalitesi olarak düşüyorsa...İşin içinde başka numaralar vardır. Kimden toplanan paralarla hangi kulübü finanse ediyorsunun % 39'a yansıması oldu. Abdullah Avcı'ya da yazık oldu. Alt taraf belli oldu, üst tarafa bakalım. Çok uzar bu yazı ya kısa keselim.

Akıl akıl gel ağlara takıl


Eş durumundan Aşk-ı Memnu'yu seyrediyoruz. Bitmeden Inter maçına bağlanıyoruz. Türkiye'nin en önemli firmalarından birinin sahibi olan Adnan Bey'in kayınvalidesi kumar partisinde yakalanıyor. Basını oraya indiren Adnan Bey'in rakibi. Sonra da basını tekrar arıyor ve haberi sansürlüyor. Haber değeri var mı var. Ertesi gün herkesin eline bir gazete acaba haber çıkmış mı telaşı. Bihter Hanım da Hürriyet okuyor. Kıyısından köşesinden gazetenin Hürriyet olduğunu anlıyoruz. "Ohh haber çıkmamış oluyor" daha sonra. Hürriyet magazin muhabiri haberi veriyor ama x şirket-patron tarafından haber sansürleniyor. Çünkü genel yayın yönetmeni aranıyor ve rica ediliyor. Ve sizde Aydın Doğan'ın kanalı Kanal D'de Hürriyet'in reklamını yaptığınızı zannediyorsunuz. Sansürlenen gazete Sabah olsa daha sağlıklı olacak valla. Sansürü yiyen, reklam gelirlerinden dolayı gökyüzüne bakarak ıslık çalan Ertuğrul Özkök, siz Hürriyet gösteriyorsunuz, product placement yapıyorsunuz. IQ, beyin, hepiniz...Demek ki böyle oluyor. Eğer Hürriyet'e çatır çatır ilan veriyorsanız bir falsonuz olduğunda bir telefonunuzla şirketinizin aleyhine olan haber es geçiliyor. Akıl akıl gel ağlara takıl...

5 Nisan 2009 Pazar

Daha çook yolumuz var bizim


İlk 45 dakika sona erdiğinde yazayım zaten ne değişecek diyordum ama bir cin tonik yapınca 70. dakikayı gördük Trabzon maçında. İlk yarı Behram'ın yerine kalede ben olsam ilk yarı 1-0 biterdi. Ki Colman'ın topunu da belki çıkarabilirdim bir şey diyemiyorum. Bunun dışında iki yalandan pozisyon var kaleyi bulmayan. Deniz Çoban ilk yarının sonuna 1 dakika ilave etti ben çalınan faul düdüklerini saymayı bıraktım. Herhalde 20 küsur faul çalındı ilk yarı. Bilemedin 25. 15'er saniyeden 5 dakika yapıyor kısa bir hesapla. Deniz Çoban 1 dakika uzattı. Trabzon'un rakibi Belediye olmasaydı seyretmezdim bu maçı. Güzel futbol adına az da olsa beklentim vardı. Yattara kes oğlum arka direğe yok. İbrahim Akın Efe ortada simit satıyor kes ona yok. Deniz Çoban iki düdük az çal bekçi Murtaza'ya bağladın yok. Serkan Balcı 15 metre top atacaksın soldan gelen Colman'a yok. Colman Delgado'yu az seyret uzun zamandır oynamıyor yok. Biri şampiyonluğa oynuyor bir diğeri düşme hattında olsa da bu ülkenin Antep'le ayağa oynamaya çalışan takımlarından biri. Dakika 78 oldu gene yok. Spiker bir gol daha kaçtı diyor benim keyfim kaçıyor. Trabzon'un 9-10 kaleyi bulan pozisyonu olması lazım ki gol bulsun. Bakın 9-10 pozisyon demiyorum kaleyi bulan pozisyon diyorum. Deniz Çoban serbest vuruşları kullandırırken topa kıçını dönüyor 18'in göbeğine konuşlanıyor. Nerden biliyon be kardeşim doğrudan 18'e o topun ortalanacağını? Belki adam geriye oynayacak. Pahada Avrupa 6.'sı başarıda Avrupa 11.'si TSL. Bu gidişle 13'te oluruz 15'te oluruz. Baksana Beşiktaş-Hacettepe maçından sonra giden Ertuğrul Sağlam'ın ardından yazmışız yazıyı. Aylar önce. Demişiz ki bu Beşiktaş Mustafa Denizli ile evire çevire şampiyon olur. Ki o zaman Ernst de yok. O bile gel Yusuf'um sen bana Delgado'nun yokluğunda lazımsından gel Yusufum sen benim has adamımsına dönmüş. Vay benim TSL'min başına gelenler. Bu arada zaman kazanıp hinlik yaparak maçı bitrdik. Trabzon 0-Belediye 0. Tribünler bağırıyor. Lay lara lay lara lay lara lay lay lay lara lay lara lay lara lay lay lay lara lay lara lay lara lay lay Fa tih Tek ke. Hayattan bir 90 dakika daha çaldık. Yazık oldu beyler. Serdar Bali de diyor ki Hüseyin'i almasaydı da Tayfun da, hoptidi zoptidi. Dur hemen Juve maçına bağlanalım hazır hatun da ütü yapıyokene.