10 Eylül 2009 Perşembe

Senden, Benden, Bizden...


İçim yanıyor desem ne kadar kendimi ifade edebilmiş olurum bilemiyorum. 2010'a 1 kala İstanbul'u sel vurdu. Trakya'da hayatını kaybeden vatandaşlarımızla ölü sayısı 31. Zaman'ın manşeti "Yüzyılın Felaketi". İç sayfalarda da "Erdoğam DSİ'yi 2006 yılında uyarmış" başlıklı bir başka ayrıntı. Bugün sabahtan akşama kadar tek bir şeyi düşündüm. "AKP oy oranını sürekli arttırıyor ama İstanbul'u bir türlü alamıyor. 20 seneden bu yana da bu şehri RP-AKP yönetmiyor. X parti yönetiyor. Bu giriş inanılmaz sert oldu. Bu sebeple ben bile korktum. Biraz yumuşatmak lazım. Değiştiriyorum. Son belediye seçimlerini Topbaş kazanamadı ve Kılıçdaroğlu kazandı. 5,5 aydan bu yana da İstanbul'u yönetiyor. Sizce bu felaketten sonra ne olurdu? Geçtim 20 seneden beri bu şehrin tek elden yönetilmesini? Artık bu ülkede doğru ya da yanlış yok. Bizimkiler ve diğerleri var maalesef. Kılıçdaroğlu ya da bir başkası 20 sene değil 5,5 aydan beri bu şehri yönetseydi 10 Eylül sabahı Zaman gazetesinin manşeti ne olurdu? Yüzyılın Felaketi mi yoksa Yüzyılın İhmali mi? Oturur ağlarım bu zihniyete. Senden, benden, bizden zihniyetine. Hangi TV kanalını izliyorsam, hangi gazeteyi okuyorsam kafam puslu. Hep puzzle birleştiriyorum. Peki sorarım size siz ne için varsınız? Sendeni, bendeni, bizdeni korumak için mi kamu yararı için mi?