26 Aralık 2008 Cuma

Yerel Medya & Tribün Spor

Tribün spora destek için yazdığımız yazı bize aşağıdaki yazımızı arşivden çıkarttırdı. Yeri gelmişken yineleyelim dedim.
Yerel Medyamızın en yüksek reklam gelirlerine ulaştığı aylardandır Ramazan. Büyük reklam verenlerimiz bu ay mutlaka yereli medya planına alır. 11 ay boyunca yereli medya planına dahil etmese bile Ramazanın yeri ayrıdır. 12 ayın içindeki altın yıldızlı PT’dir ramazan yerel için. (özellikle yereli güçlü illerde sadece 1 aya endekslenmek daha fazla kaybolmaktır aslında ya neyse. Yerel kampanya zamanları da değerlendirildiğinde bir ay değil 12 ay değerlendirmede olmalıdır) Bu ay yerel mecralar daha fazla tüketilir. İnsanlarımız kendi bölgelerinin müftüsünü, ilahiyat fakültesi öğretim görevlisini daha bir içten dinler, takip eder. Kayseri’den Süper Fm’e belki ulaşması zordur ama Kolaj Fm’e Kayseri Fm’e ulaşır. Bir şekilde ulaşır. Yerelin gücünün bu ülkede artmasının ve tüketilmesinin gerekliliğini çok başka bir boyutu taşıyacağım. Kanalın müşterisi yerele olumlu ya da olumsuz eleştirisini hemen hissettirir. Aynı caddede yürür, aynı yerde alışveriş yapar, hanımlar tanışır… Bilirler birbirlerini. İzleyici istediği kanalı daha kolay oluşturur. O artık medya okuryazarıdır. İstanbul’da olmayandan. Ya da İstanbul’da olsa bile gücünü ve sesini yetiştiremeyenden. Kamu vicdanıdır dinlenen orada rating raporları değil. O vicdanı dinlenmezse sonu olur. İstanbul’da bu vicdanı dinlerse ne olur? Tamam şöyle ifade edeyim. Kamu vicdanının ne derece dinlenip ne derece dinlenmeyeceğine karar verecek olanlar onlardır. İstanbul’dakiler yani. Menüyü yerseniz yanına tatlı ya da meyve isteyemezsiniz. Mutfakta vardır ama vermezler. Kayseri’deki müşteri o tatlıyı istediği zaman o tatlı gelir. Geç de gelebilir ama gelir. Hem de onu kaymaklı getiren kazanır. Anadolu’daki yerel mecra sahipleri. Haddimiz değil ama… Siz ne olur hep yerel kalın. Reklam gelirinizi daha da yerelleşmek adına, kamu vicdanını dinleyerek harcayın. Dinlemeyin “halk bunu istiyor arkadaşım buyur işte ratingler burada, ben ne yapayım” zırvalarını. Kandırmayın şu insanları rating demek harika programdır demekle. Sen halkı sok bakalım mutfağa halk onu mu istiyor bunu mu istiyor?

Dinamo Mesken & Lokomotif Fatsa


Radikal gazetesinden Emre Koşak'ın güzel haberini sizlerle paylaşmak istedim.

12 Eylül darbesinde milli değerlere saldırdığı gerekçesiyle kapatılan Ertuğrulgazi Gençlik ve Spor Kulübü tekrar açıldı. Darbe döneminde 'Dinamo Mesken' adıyla arılan kulüp artık Meskenspor olarak sahalara çıkacak

1971 yılında kurulan ve taraftarlarınca ‘Dinamo Mesken’ olarak adlandırıldığı için 12 Eylül askeri darbesinin ardından, ‘Milli değerlere açıktan saldırı’ gerekçesiyle kapatılan Ertuğrulgazi Gençlik ve Spor Kulübü’nün o dönemde yargılanan futbolcuları, kulüplerini yeniden hayata döndürdü. Eski günleri unutamayan ‘Dinamo Mesken’ sevenler, yine aynı olumsuzluklarla karşılaşmamak içinde kulübün adını ‘Meskenspor’ olarak tescil ettirdi. Aralarında Sanatçı Erkan Can’ın da bulunduğu eski adıyla Meskenspor taraftarları, ilk etkinlik olarak hafta sonu Bursa’da tanışma yemeğinde bir araya gelecek.

Bursa’nın 1970'li yıllarda ‘Solcu’ semti olarak bilinen Mesken’de 1971 yılında bir araya gelen mahallenin gençleri ve ileri gelenleri spor kulübü kurmaya karar verdi. Yapılan girişimlerden sonra kurulan kulübe Ertuğrulgazi Gençlik ve Spor Kulübü adı verildi. Takımın başkanlığına o dönemde 30 yaşında olan Tunçkanat Yeğin getirilirken, Antrenörlüğü ise Bülent Merey üstlendi. Futbol ağırlıklı kurulan kulüp, amatör lig maçlarında aldığı başarılı sonuçlarla önce mahalle sakinlerinin daha sonra da Bursa’nın ilgi odağı oldu.
Mahallenin solcu olması, o dönemlerde Dinamo Kiev’in rakiplerini gol yağmuruna tutması ve Bursaspor ile bir de karşılaşma yapmasından sonra, Ertuğrulgazi Gençlik ve Spor Kulübü de taraftarlarınca ‘Dinamo Mesken’ diye anılmaya başlandı.
Rakiplerinin korkulu rüyası olan Dinamo Mesken’e darbeyi karşılaştığı rakipleri değil, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra göreve atanan bazı yöneticiler vurdu. ‘Dinamo Mesken’ adının ‘Milli değerlere açıktan saldırı’ olduğu gere gerekçesiyle kulüp 1981 yılında kapatıldı. Dönemin yöneticileri, kulübü kapatmakla kalmayıp, bazı yöneticileri ve futbolcuları da gözaltına aldı. Mahkemeye çıkartılanlardan sadece 3’ü beraat ederken diğerleri ise çeşitli cezalara çarptırıldı.
Dinamo Mesken Spor’da o yıllarda futbol oynayıp yöneticilik yapanlar takımlarını yeniden kurmaya karar verdi. Kulüplerine ‘Başımız yine belaya girer’ endişesiyle gönüllerinden geçen ‘Dinamo Mesken’ adını koymayan yöneticiler bu kez ‘Meskenspor’ olarak adını tescil ettikleri kulüplerini amatör futbol yaşamına döndürdüler.
Kulüp, hafta sonu Bursa’da kuruluş ve tanışma yemeği düzenledi. Bu organizasyona o yıllarda takımda futbol oynayan sanatçı Erkan Can da katılacak. Elde edilen gelir ile takımın ihtiyaçları karşılanacak. Meskenspor kurucu üyelerinden Vedat Vermez, “İsmin tekrar Dinamo Mesken olması için görüştük. Ama o dönemde çok sıkıntı çektik. Açıkçası aynı sıkıntıları çekmekten korktuk ve bu iddialı isim yerine Meskenspor Kulübü olarak tescil ettirdik” dedi. (dha)

Tribün Spor'a destek olalım mı?

Eskişehir kentinin ilk spor gazetesi. 2 Aralık tarihinde ilk sayısı çıktı. Gazetenin adı Tribün Spor ve haftalık. Serkant Samurçay, İbrahim Samurçay, İbrahim Tekin gazetenin başında. Şehre ve Eskişehirspor'a hayırlı olsun. Sivas Spor'un Fotomaç'ı protestosu vardı biliyorsunuz. Fotomaç gazetesi Sivasspor'a yer ayırmıyor diye bir ara gazete bayileri aynen Fotomaç paketlerini geri gönderiyordu. Bu durum Fotomaç'ın "hergün Sivasspor'a tam sayfa" ayırmasıyla aşıldı. Mecnun Başkanın da görüşlerine yer verilmiş ve durum kotarılmış. Neyse...Ben buradan diyorum ki Tribün Dergi'ye futbol blog camiası olarak destek olalım yazılarımızla. Bizim yazılarımızı kullanarak çok daha renkli bir gazete olacaktır bence. Çorbada tuzumuz olsun. Ha bu arada ne gazetenin sahiplerini tanırım ne de gazete elime ulaştı. Yerel Medya'nın ne zor şartlarda yayın hayatını sürdürmeye çalıştığını bildiğim için böyle bir güzelliğe destek olabiliriz dedim sadece. Var mısınız? Alt tarafı konuşup bir link vereceğiz. Ya da Ali Okancı ve Bülent Bey'den ricamdır. Futbolblog programında seçilen haftanın en iyi 5 yazısını gazetede de kullandırabiliriz. Tabi yazı sahipleri onay verirse. İşin içine üniversite de girerse nedne olmasın?