29 Ekim 2008 Çarşamba

Tek korkum...


"Tek korkun seyircilerin sahaya inmesi ve indiler" gibi bir durum mu oldu acaba diye düşünmedim değil livescore'da Roma-Sampdoria maçınının ertelendiğini görünce. Neyse ki fotoğraf herşeyi anlatmakta. Canına tak eden Roma taraftarının elinden her maç yağmur kurtarmaz. Adam gibi oynayın sabrımız taşıyor:))

Kimler geldi kimler geçti?

Arsene Wenger 1 Ekim 96'dan bu yana Arsenal'in başında. Bu akşam Emirates Stadı'nda Spurs ile -hala- Londra'nın en büyük maçını oynayacaklar. Christian Gross, George Graham, Glenn Hoddle, Jacques Santini, Martin Jol, Juande Ramos ve son olarak Harry Redknapp. Spurs tarihindeki 22 teknik adamın 7'sini Arsene Wenger öğüttü. 8.si geldi. Mayıs 93'den günümüze ezeli rakibini kendi sahasında lig maçlarında yenemiyor Spurs. Chelsea-Liverpool maçında o gün bugün müdür bilinmez ama o güne en yakın gün bugündür diye yazmıştık. Bu kadarını bünyem kaldırmaz. O gün bugüne uzaktır.
Late Post: Uzaklar neredeyse yakın oluyordu. Spurs is back. 5 gelseydi Redknapp'ı yan mahalleye kadar omuzlarda götürürlerdi herhalde.

Ne güzel İstanbul (Ah güzel İstanbul)


9 Haziran - 1 Eylül ve 2 Ocak 1 Şubat tarihleri 2008-2009 sezonunun transfer dönemleri. 1. dönem ve 2. dönem. Ama Ekim ayında tazminatını verip Redkanpp'ı White Hart Lane'ye getirmesini biliyoruz. Ne güzel. "Aynı sezonda bir teknik direktör 2 takımdan fazla çalıştıramaz" kurallarına biraz daha eklemeler yapılabilir diye düşünüyorum. Başka türlü bu kıyım özellikle bizim gibi liglerde sürer gider. Hocaya aynı sezonda 2 takımdan fazla çalıştırma hakkı vermiyorsun ama takımlara bu hakkı tanıyorsun. Antalya 3'ledi bile. Bunun adalet neresinde diye sorgulamak isterim. Daha istikrarlı, teknik adam kıyımı yaşanmayan, teknik adamların daha rahat çalışabileceği bir ortam hazırlamış olmaz mıyız bu şekilde? Böylece takımlar daha dikkatli seçim yapacaktır ve günü kurtarma operasyonları azalacaktır. "Olmadı kovarız, ligde kalsak yeter zati" demeden önce bir kez daha düşünecektir yöneticiler. Bu aynı zamanda yardımcı hocaların da önemini arttıracaktır. O takımı yönetmeye ileride haiz olabilecek adamlar gerçekten o göreve getirilecektir. Yalandan kanun çalanlar değil.

Mustafa Denizli şampiyon yap bizi


2007-2008 sezonunun ilk 8 haftasına baktığımızda Galatasaray'ın 20 puanla lider olduğunu görüyoruz. Fenerbahçe'nin geçen sezonun ilk 8 haftasında topladığı puan ise 13 idi. Ve bu 13 puanın içinde GS-BJK ve TS maçları aynı bu sene olduğu gibi yoktu. Hatta bu sene ve geçen yılı karşılaştırdığımızda Belediye, Antep, Sivas, Bursa ve Hacettepe maçları ortak diyebiliriz. Hatta geçen sene ilk 8 haftada Manisa ve Rize gibi düşen takımlarla oynayıp puan kaybeden Fenerbahçe'de 5 ortak takım rakamını Kocaelispor'dan dolayı 6'ya çıkarabiliriz. Fenerbahçe bu sene geçen seneye oranla 1 puan eksik. Ama geçen sene liderin 7 puan gerisinde olan takım bu sene 6 puan gerisinde. Geçen sene ilk 8 haftada 2,50 puan ortalaması tutturan Galatasaray 2,32 puan ortalaması ile şampiyon oldu. Fener ise geçen yılın ilk 8 haftasında 1,625 olan puan ortalamasını 2,14'e yükseltti. İstatistikler geçen seneye göre pek bir farkın olmadığını doğruluyor. Artık hiç bir Fenerli ilk yarıdaki GS-BJK ve TS maçlarını içeride oynamanın dezavantaj olduğunu düşünmüyor. Düşünmemeli. Kaldı ki Bursa, Antep, Sivas ve Kayseri maçları oynanmış durumda. Bundan önceki yazılarımızda son 6 sezonun ortalama 23,16 puanla şampiyon çıkardığını, Fener'in de 12 +4 =16 (4 puanın, 4 büyükler ligindeki kayıp puanlar olduğu varsayılmıştır. Son 6 sezonda hiçbir takım 4'lü ligde 14 puandan fazla toplayamadığı için kayıp 4 puan olarak alınmıştır) kayıba ulaşma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtmiştik. Tabi bunlar istatistik. Bu durumda ligimizin 78,84 puanla şampiyon çıkaracağını varsayıyoruz ki ilk 8 haftada bunu revize etmemiz gerekir. Bizim tahminimiz bu lig 70-75 puan arası şampiyon çıkaracaktır. Bunu yazdıklarımızı haklı çıkarmak için yapmıyoruz tabi ki. O yazıda da tamamen istatistiklerden yürüdüğümüzü belirtmiştik. Son 7 sezonun ilk 8 haftasını değerlendirdiğimizde 5 sezonda şampiyonun ilk 8 haftayı 4'lü ligde lider bitiren takımın olduğunu görüyoruz. 2 absürd sezon var. Hangileri? 02-03 sezonunda ilk 8 hafta 16 puan toplayarak 4'lü ligde 3. sırada olan BJK'nin (8 kayıp puan yapar) sonraki 26 haftada sadece 9 puan kaybederek şampiyon olması. Ve 03-04 sezonunda ilk 8 haftada 22 puanla sadece 2 puan kaybeden BJK'nın sonraki 26 haftada tam 38 puan kaybetmesi. Garip ötesi. Karıştırmayalım oraları derim. Karıştırmayalım yoksa Cem Papila'dan girer, Ali Aydın ve Sinan Engin'den çıkarız. Kimse de haklı olmaz.


İşin özeti şudur: Bu ligde son 7 sezonun 5'inde ilk 8 haftada lider olan takım (4'lü ligde) şampiyon oldu. Malum 2 sezon hariç. Ve bu sene ligimiz 70 puanla şampiyon çıkardığımız lige doğru gidiyor. 70-75 puan arası beklemekteyiz. Absürd 02-03 sezonunu ve bu senenin geçmiş versiyonu 06-07 sezonunu bir kenara koyarsak, ilk 8 haftada lider olan takımların puan ortalamaları düşmekte. 2,50 ya da 2,75'lik puan ortalamalarını ilk 8 haftada tutturup daha sonra 2,30'lu ortalamalarla şampiyon olunuyor. Direnç ve düşme korkusu arttıkça büyük takımların puan kayıpları artıyor. Fakat...06-07 sezonunun ilk 8 haftasında 2 puan ortalaması tutturan Fener, lig sonunda 70 puanla ve 2,05 puanla şampiyon oldu. (Yani bu seneye benzeyen sezonumuz) Puan ortalamasını arttırdı. Tüm bunları değerlendirdiğimizde 70-75 puan arası şampiyon çıkarırız. Bu da şampiyon olacak takımın daha 20-25 puan kaybedeceğini gösterir. Burada psikolojik savaş ortaya çıkacaktır ve bu savaşı galip bitiren takım ayakta kalacaktır. Arka arkaya 2 mağlubiyette helva gibi dağılan takım, kıçını toparlayamayan takım 03-04 sezonunda Beşiktaş'ın durumuna düşebilir. Ve bu 70-75 puanlık ligde kimse Mustafa Denizli ile Ertuğrul Sağlam arasındaki farkı yadsıyamaz. Aslında Mustafa Denizli'nin Beşiktaş'a vereceği bu noktada ortaya çıkmaktadır. Bu lig daha çok tecrübe ve yol bilen şoför gerektirir. Bana göre Beşiktaş 03-04 sezonunun direğinden dönmüştür. Şampiyon olur mu bilinmez. Ama şampiyonluğun bana göre en büyük adayıdır Beşiktaş. 6 kayıp puanından dolayı değil, bu ligin bu hocayı kaldıracağından dolayı. Olur, olmaz. Yanılırsak çıkar biz yanıldık deriz.