11 Aralık 2008 Perşembe

ELM Sokağı (Milano)


Neden olmuyor acaba? Olmayan ne kardeşim? Olmayan bir şey yok. Adam Serie A’da 6 puan farkla lider. CL’de de 2. turu gördü. Sorun ne? Werder Bremen-Inter maçı beni epey gerilere götürerek Mourinho’nun Chelsea zamanlarını analiz ettirdi durdu. O farkında değil mi sanki? İstediği gibi oynatamıyor takımı…Olmayan Mourinho’nun istekleri, yapamadıkları. Elinde aşk şiirleri yazdığı Zlatan ve Adriano tosunu var. Mancini ve kariyer yaptırmaya çalıştığı Karizma Quaresma var. Ama onun için kazanmak önemli değil. Ondan daha önemlisi takımının istediği gibi oynamaması. O bir tane Drogba koyar, onun yanına da 2 tane koyar. Zlatan küser, Adriano diskoya gider ama Mourinho istediğini yapar. Aşk şiirleri yazdığı ve ömürlük sözleşmeler sunduğu Zlatan’la arasını o zaman görürüz ki o işi saha içinde değil saha dışında idare etmek asıl Mourinho’nun görevi. Eğer hala ah ah Lampard-Makalele ve Essien’i nasıl oluştururum diye oturup matematik yapıyorsa hesabı kitabı bırakmasını öneririm. Daha iyisi Mars’ta denen efsane üçlünün içine yeri geldi Tiago girdi yeri geldi Robben girdi. Hatta Gudjhonsen girdi oralara. İlk sene Drogba desteği için Duff dedi istediği verimi alamadı. Robben’de istediği adam değildi aslında ama J.Cole ile beraber Drogba’yı destekledi. Hatta çoğu CL maçında Gudhhonsen ile de destekledi oraları. En son Bremen maçına gelirsek…Adriano, Mancini ve Quaresma. Bu 3’lüye siz bu adamın sabrettiğini mi düşünüyorsunuz? Çıldırıyor ama yapacak bir şeyi yok. Essien-Makalele-Lampard’ın yerine Bremen maçında Muntari, Cambiasso ve Zanetti vardı. Bu 3’lü Viera ve Stankoviç ile 5’leniyor ve 5’in 3’ü oluyor. Bu 5’in 3’ü Makalele-Lampard ve Essien oluyor mu? K……yırtsan olmuyor. Olmayan (ELM:Essien-Lmapard-Makelele) ELM’i (Zlatan’ı esas çocuk kabul edersek) Quaresma, Mancini, Adriano, Bolatelli ile halletmeye çalış dur. Üstü kaval altı şişhane. Ha bu arada yine araya sıkıştıralım ki olmayan Mourinho’nun oyunu domine eden, rakibe çökmeye çalışan oyun anlayışı. Buyurun Werder Bremen maçı. Dakika 75 olmuş hala, bitse de gitsek anlayışı. Mourinho’ya bunları anlatmak biraz bilmem kime bilmem ne öğretmek gibi oluyor. Yoksa benim için her şey yolunda. Bu takım bu kadar oynar. Garibim Drogba sanki ihtiyaç varmış gibi ELM’e yardım ederdi. Hem ofansif hem defansif anlamda bir Robben bir J.Cole yapıyor mu Mancini-Quaresma ve Adriano…E o da olmuyor…E o olmuyor bu olmuyor ne olacak? Eğer bu takımın başında bu adam 2 sene daha kalacaksa ufak ufak yediği transfer nanelerini temizlemeye başlayacak, olmayan yerleri olduracak transferler yapacaktır. Chelsea’de de yaptı bu hataları yapmadı değil. Aldı, beğenmedi, gönderemedi kadroyu şişirdi. Del Horno’ya taktıydı bi ara…Bridges bile oralarda oynadı…Gallas’ı sol bek yaptı…Taktı mı takar bu adam. Drogba gelecek, ona destek birileri gelecek. Olmayan 5’liye birileri gelecek. Deneyecek. Böyle yaşayamaz bu adam. Önümüzdeki 2 sene Moratti ile işler yolunda giderse yediği naneleri temizleyecektir. DİYECEĞİM BU TAKIM SERİE A ŞAMPİYONU DA OLSA AYNI SENE CL’Yİ DE ALSA (orası biraz zor ya) İSTEDİĞİ FUTBOLU OYNAMATADIĞI SÜRECE YUKARIDAKİ ÇOMAKLARI TEKERLERE SOKACAKTIR MOURİNHO…

29 Ocak 89


29 Ocak 89 Rıdvan'ın Altay'a "Alberto Tomba" golü attığı maçın tarihi. O zamanlar da maç sonrası güzel açıklamalar geliyormuş. Fenerli Önder maç sonrası şöyle demiş "Rıdvan'ın attığı golü bende atarım o plaseyi yapmak kolay. Ama plaseye kadar Rıdvan'ı dublör olarak kullanırdım." Rıdvan'ın Rıdvan olduğu ve 19 gol bilmem kaç asist yaptığı sene. Bir çırpıda kadrosu sayılan takım.

Ticarete Atılmak...MR işi


“Müzmin sakat değilim”. Öylesin ya da değilsin. Senin durumun biraz "görünen köy Alibeyköy” idi ya neyse. Konumuz ticaret şu an. Endüstriyel futbolun nimetlerine doğru kayış. İlk Porto maçında oynamadın. Ramazan Bayramı’ndaki Kiev maçında oynadın. Sonra 2 Arsenal maçında yoktun. İçerideki Porto maçının 45. dakikasında baldırını tuta tuta çıktın. Denizli’ye gol attın. 5 gün sonra Kiev’e götürülmedin. Müzmin sakat değilsin. Elimde Newcastle macerasının da sakatlanma raporları da var ama epey zamanımı aldıktan sonra neyi ispatlayacağım ki diyerek girme gereği duymadım. Sorun tabi ki Emre Belözoğlu değil. Nasreddin Hoca’nın gölü mayalamaya çalışan zihniyetinin Fener yönetimine sirayet etmesinde. “Ya tutarsa” anlayışında. Biz yine şu ticaret konusuna gelelim. AROG’dan sonra işe bu şekilde bakmak daha sağlıklı oluyor. 2-3 idmandan sonra zaten bu MR makinesine giriyorsun ve çuvalla para kazanıyorsun. (tabi ki sana kızmıyorum. Hata sende değil seni sevende) Al evine bir MR makinesi. Hastanelerle görüş ve kampanyalarından faydalan. Şimdiye kadar ödenen paralarla bu işin ticareti yapılırdı. Acıbadem Fenerli falan ama adam da bir yere kadar kaldırır bu müsrifliği. Futbolu bıraktıktan sonra bu işe gir derim. Özeller 150-200’den aşağı MR çekmiyor. İnanılmaz bir sömürü düzeni var. Kılı dönse MR istiyor doktorlar. Ama anlaşmalı olduğu MR Görüntüleme Merkezleri’nden. Artık tecrübelendin. Hem “bu iş tehlikeli hocam diyen hastaya” sen benim vücudumdaki radyasyon oranını biliyor musun kardeşim deme şansın da var. Aklında olsun. Senin top oynayacak durumun yok anladığım kadarı ile.