14 Kasım 2008 Cuma

Ben olmuşum

İstiklal Savaşı'mızın son gazisi emekli binbaşı Mustafa Şekip Birgöl'ü bugün toprağa verdik. Ben cenazeye gidemedim. 2 saatliğine iş yerinden izin alamadım. Daha önemli işlerim vardı ve bu sebeple son görevimi yerine getiremedim. Sizlerin savaşarak bizlere emanet ettiği bu vatanın yine topla, tüfekle savunulacağını zannettim. Hala da öyle zannediyorum. Zannettiriyorlar mı yoksa. Yok canım. Tarım arazilerini TOKİ yaptım, çiftçiyi bitirdim. Bankaları yabancılara sattım. Çiftçinin aldığı kredileri ödeyemesin diye düzen yarattım, bağını bahçesini elinden aldım. E banka zaten yabancıların... Bu sebeple toprağın tapusunu da çiftçiden ödeyemediklerine karşılık alıp milletin yeni efendilerine teslim ettim. Yeni dünyanın düzeni bu dedim. Bankalar millete maaşının 5 katı kredi kartı limiti verirken sesimi çıkarmadım. Elimde avucumda ne varsa yeni dünyanın düzenine uyarak yabancıya sattım. Fazla değil 5 sene önce bir şehit haberi aldığımda Türkiye'nin her yerinden çığlıklar duyarken artık kanıksadım. Kanıksattılar mı, zannetmiyorum. Yok canım. Türk'ü, kürdü, lazı çerkezi, boşnağı göğüs göğüse piyonlara sıkarken ben liflerime ayrıldım. Bendensin, ya da değilsin dedim. Şimdi sınıra git deseler herkesten önce giderim. Gitme kardeşim Hasan Engin Erhan, sen olmuşsun. Ellerinden öperim, beni affet.