Uzun zamandan beri bu bölüme ara vermiştik. Bu sefer hikaye bizden değil Hürriyet yazarı Mehmet Yılmaz'dan. Yazarı kapatsan Hasan Pulur derdim.
"Yanlış hatırlamıyorsam gazetesi İsmet Solak anlatmıştı. Kendisi Trakya Yağlı Tohumlar'da başkan iken bir köy kahvesinde Bülent Ecevit'in ne kadar dürüst olduğunu anlatırken şöyle bir örnek vermiş. Bir evinden başka bir şeyi yok. Bunun üzerine kahvedeki yaşlılardan biri şöyle seslenmiş. Desene bunun kendisine bile bir faydası olamamış bize nasıl olacak? Bugün de böyle bir anlayış geçerliyse gemiciklerden, kuyumculardan, mısır işinden, yumurtalardan söz etmek seçmen üzerinde tam tersine bir etki yaratıyor olmalı."
Netleşmeyen bir konu üzerinde yazamam. Şu seçimlerin bitmesini bekliyorum. Bitsin, sonra "az sonra".