31 Ağustos 2009 Pazartesi

Fener taraftarının kadro yapma hastalığı


Şu yazıyı yazmamın sebebi Alper'dir. Ne zaman Fener köy meydanındaki mayıslar gibi ortalığı öbek öbek kirletmeye başlar o zaman Fenerli refleksi devreye girer ve hemen kadrolar yapılır. Fener taraftarında kadro yapma hastalığı vardır. Sion maçından beri kadro yapıyorum da yazma gücü bulamıyorum. Yaz bakalım bir Fener 11'i? Öncelikle şuna inanıyorum ki benim düşündüklerimi Daum gani gani düşünüyordur. Bak mesela Aragones bunu düşünüyordur diye hiç yazamadım geçen sene. Neyse...Kazım'ı uzun kış gecelerinde Nu Teras'a bağlayacaksın, Carlos'a da mektup atacaksın. Brezilya'da okusun bol bol. Kazım-Alex-Santos 3'lüsü var olduğu sürece Emre üst üste 3 maç oynayamaz. Ya sakatlanır ya kart cezlısı olur. Kemalettin Efendi'ye bağlar. Maç bir ara Manisa orta sahası ile Emre arasında oynanıyordu. Baroni'ye hiç girmeyeceğim. Onun daha kredisi var. Bu şekilde devam ederse bizim oralarda bir laf vardır onu kendisine ileteceğim. "Tavşan Boku". Yani ne kokar ne bulaşır. Öyle. Emre ve Baroni'nin Hint fakirini oynamasını istemiyorsan Alex'i Topuz'la desteklemek zorundasın. İster Topuz'u sağ bek Gökhan'ı orta saha yap ister tam tersi. Ben sağı beraber paylaşmaları gerektiğini düşünüyorum. Yetti mi? Yetmedi. Çünkü Carlos Efendi'nin yerine Uğur ya da Vederson yapacaksın ki Emre ve Baroni biraz daha Allah razı olsun desin. Bir tarafı yedeklemek işe yaramıyor. Uğur'un kafasına vura vura sol bek yaparım. Santos'la markete yolların, Reina'ya yollarım, yollarım. Ki Uğur'a az sallamadım buradan. Ama hücum gücü yüksek bir oyuncunun defansif özelliklerini geliştirerek iyi bir bek olması benim için lütuf ötesidir. Baş harfi Ayhan Akman. Antep ya da Beşiktaş'taki gibi oynamaya devam etseydi şu an Ayhan'ı Gaziosmanpaşa'dan alırdık Tarık Daşgün formatında. Döve döve öğreteceksin sol bek oynamayı bu adama. Sadece Emre ve Baroni'nin keyfi için değil. Lugano ve Bilica gibi iki aşırı seri adamın soluna ve sağına iki pır pır koymuş olursun ki tuvalet kağıdını kolay yetiştirebilsinler. Şimdi gelelim neden bu şekilde yazdığıma. Ben Daum'un 4-2-3-1'inden kolay kolay vazgeçeceğimi zannetmiyorum çünkü problemin orta sahadan kaynaklandığını biliyor. Alex'den vazgeçeni futbol tanrıları çarpacağı için konu Semih mi Güiza mı değil. O başka bir yazının konusu. Yukarıda sıraladıklarımı doğrultusunda benim takımım ahanda budur.


Volkan

G.Gönül-Lugano-Bilica-Uğur Boral

Baroni-Emre

Topuz-Alex-Santos

Şentürk

21 Ağustos 2009 Cuma

Sahalarda Kırıtan

Yıllar önce Galatasaray SION'la oynadıktan sonra Kadıköy'de şöyle bir tezahürat yapılıyordu.

Takmış kafasına Şampiyonlar Ligi'ni Kadıköy'e gelmiş hava atıyor
Mahalle takımı SION'u da yenmiş Cim Bom havalarda uçuyor
Seni gidi sahalarda kırıtan
İlie, Hagi, Şaban
Fenerbahçe geliyor arkadan
Yakalarsa beş beş (Tarkan'ın yakalarsam muck şarkısının melodisi ile okuyunuz)

Sürekli dilim beynime yapışmış şekilde ENEZ'de bir kahveye oturdum. Bi arkadaş zoruyla oldu biraz."Seni gidi sahalarda kırıtan"..."Seni gidi sahalarda kırıtan"...Sol el ve sol ayağını kullanan biri olarak PAITO ne zaman Kazım'a çakacak diye bekledim durdum. Bi niyetlendi ama...Sahaların kırıtanını da bulmuş ve rahatlamıştım. Daum Deniz sakatlanmasaydı daha fazla sabreder miydi? Sabrederdi. Ama ben sabredemedim. Biri anlatsın yoksa Abdülkerim tarzı birine denk gelecek gereğini yapacak. Bir gün Kadıköy'e giderseniz Şentürk'ü toplu ve topsuz özellikle seyredin. Özellikle topsuz seyredin. Hele hele Alex'siz bir Fener'de ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Ayrıntıya girmeme gerek yok. Ha Koch takımı öttürüyor anladığım kadarı ile. Canı sıkılan arka adaleyi tutuyor ki ben anlıyorum neden olduğunu...Topuz Bey bu Kazım'ı seyrettikçe sen benim Mc Manaman'ımsın. Fener'in daha çok işi var. Emre Tilev'in ağzına bakarsak. Ver gazı da DSmart satılsın. Sağlıcakla kalın.