5 Ekim 2008 Pazar

Çıplak


Maç bitmeden postumuzu girelim dedik. Atletico maçına ne yazacağım ne yazacağım diye düşünmektense...İlk golde uyu, uyu ki top havadayken hala adam paylaşmaya çalışıyordu Atletico'lular. Sonra Messi attı kendini. Sonra siesta. 3-o. Meksikalı bu takımın başında kalırsa ki kalır Madrid'de çok güzel bir maç seyrederiz. Gelelim konumuza. Maç bitmeden yazmak çok daha iyi. Skor ne olur bilemem. Şu an 2-1. Bursa'nın formalarındaki istikrarsızlık oyununa fazla yansımadı. O ne kardeşim ya. Biri Yusuf yazar, biri M. Sarp biri Ozan. Biri de lakabını yazsın bari. Galatasaray'a ise karışan görüşen yok. GS'nin kırmızısı malum bayrak kırmızısı değil. Turuncu formaya kırmızı numara bu formaya da siyah numara tamamen okunmasın diye. Bellinzona maçında neden turuncu formanın arkasındaki numara siyahtı diye sorası geliyor insanın. Sadece bu maç için Yusuf'tan al bir klip yap Maradona'ya gönder daha yok mu diye menejerine telefon açtırır. Kendi takımıza koymayacağımız ve sadece skoru değiştirdiği sürece var olacak Yusuf 4-5 kere tabela değiştirme hamlesi yaptı bugün. İkisinde de başarılı oldu zaten. TSL'nin has adamı. Aybaba'nın soyunma odasında her maçtan önce M.Sarp ve Bekir Ozan'ı kenara çekip "run run run" dediği aşikar. Yoksa tek taraflı Yusuf attırsa da bu orta saha 1 kişi eksik. İkisi de iyi oynuyor. İtiyor ileri Yusuf'u. Yusuf ile Sercan, Romaşenko ve Adriano da iyi anlaşıyor ki Yusuf aldığı her topta solda ve sağda birini görüp ara pasları içeri katedip indirdi önlerine. Servet-Meira-Sabri ve Volkan'ı 3-4 kere kafa kafaya tokuşturdu. Son 2'den biri. Kewell is the king Lincoln is naked. Bu kadar net bir şekilde ortaya çıkamzdı herhalde bu pankart. Son sözümüz ise Ivankov'a. Libero değil ön libero. Yanılmıyorsam ilk golde 30 metre Yusuf'un önüne bir top attı ki al da at der gibi. Sürekli arıyor. Sürekli kafa havada. Ligimizdeki tüm kalecilerin kendisinin bu özelliğini özellikle seyretmesini salık veririz.

Hiç yorum yok: