Futbol Ekstra'nın Ekim sayısında M. Tahir Kum'un Serpil Hamdi Tüzün'le röportajı var. Orada şöyle diyor Sn. Tüzün "Duran toplarda sadece Türkiye'de değil dünya futbolunda büyük yanlışlar olduğunu düşünüyorum. Böyle atılan tesadüfi gollere karşıyım. Goller bu kadar kolay atılmamalı. Ceza alanında 15-16 kişi, içeri sert vur, birine çarpsın, gol olsun, bu kadar ilkel bu kadar basit. Oysa goller akılla atılmalı. Ortak akılla. Hesap basit. Sahada kaleciler hari. 20 oyuncu var. Yaklaşık 7000 metrekarede. Yani bir oyuncuya 350 metrekare alan düşüyor. Ceza alanı içi yaklaşık 450 metrekare. Orada bir sürü oyuncu. Burada bir yanlışlık var. Beyinde 125 milyar hücre var. Bizler daha iyi goller izlemeye layığız. Barajların 5 metreye indirilmesini savunuyorum. Böyle basit gollere son verilmeli. Futbol sektörünün karar vericileri üzülmesin az gol atılacak diye. Ofsayt taktiği sonucu yenilen trajikomok goller varken, rakip ortalarına izin veren beklerin hediyesi goller varken, ezbere verilen paslar yüzünden kaptırılan toplardan yenen goller sürdükçe goller hiç bitmez. Beklerin tek düşüncesi vardır, çalım yememek, rakibin onu topla geçmemesi. Onun dışında rakibin orta yapıp yapmaması beki fazla ilgilendirmez. Savunma için mühim olan rakibin değil, topun oradan geçmemesi. Eğer bir bek karşısındaki oyuncuya orta yaptırıyorsa ve o ceza sahasına giden top gol oluyorsa birinci suçlu orta yaptıran bektir. Bizde stoperler değil, bekler daha yetersiz. Goller bu kadar kolay atılmamalı. Atılan gollerin çoğu karşı tarafın hatalarıyla oluyor.
Çiftçi memleketinden gelmeme rağmen şu metrekare hesabını şimdiye kadar hiç yapmadım. Değişik bir düşünce. Saniyede 88 hareket yapan beki de bulmak çok kolay değil. Ama bekin beynine bunu çakmak 3'ünden birinde başarı sağlamasını sağlamak için yeterli bence. 3'te 0'dan iyidir. TSL'de yılda frikikten kaç gol atılıyor diye sorarsanız valla ben bilmiyorum. Ama çok da fazla bir şey kaybetmeyiz diye düşünüyorum. Yahu ben neler diyorum? İşin özeti...2 Avrupa Şampiyonuluğu bir de Avrupa 2.liği kazandıran adamı dinlerim. Katılırım, katılmam ama dinlerim. Riva'da Milli Takım seçmelerinde hayatımda ilk defa çim sahaya çıkmışım. Serpil Hoca'da ellerini kavuşturmuş seyrediyor. 22 kişiden sadece bir kişiyi aldı, 80 dakikanın üzerine bir yarım saat daha oynattı. Ben de kenarda durdum bu adamın benden ne fazlası var diye seyrediyorum. O adam orta sahanın solunda oynuyordu. Çizgiyi 60 metre kullanmaya çalışıyordu çünkü o zamanlar A Milli Takım 3-5-2 oynuyordu. Ginolavari değildi ama sağdan tek orta gelmedi. Dili bir karış dışarıda bitirdi maçı. Kim gibiydi derseniz Hakan Ünsal'ın bir alt modeli idi.
1 yorum:
Bir yorumu dikkatimi çekti:
''Bekin derdi çalım yememek, rakibin orta yapmasını umursamıyor''
Sonuna kadar katılıyorum.Adamın üzerine gitmek yerine çalım yeme korkusuyla öylece bekliyorlar, sinir oluyorum.
Modern futbolun böyle saçmalığı çok
Yorum Gönder