15 Aralık 2008 Pazartesi

Okeye 4. TSL Gerçeği


Bursa-Trabzon maçı başladı. Yanımdaki arkadaşım bir ara iyi maç oluyor dedi. Ben de içimden seyretmesen acaba ne kaçırırım diye geçirdim ve ilk yarı bittiğinde yol aldım. Malumunuz Avrupa'nın en değerli 6. ligiyiz. 700 milyon küsur Euro'luk ligimiz varmış. Nedense liglerin değerine göre oluşturulan sıralama ile kulüp takımlarımızın Avrupa'daki başarı sıralamaları kıyaslandığında kedi, ciğer ve arşın üçgenine sıkışıp kalıyoruz. Overrated bir lig olduğumuza itirazı olan olmayacaktır sanırım? Neyse...Asıl konumuza gelelim. Maçın 7. dakikası. Tayfun Cora sarı kart görüyor. Adama bodoslama girdiği için değil kolyesini çıkartmadığı için. Unutmamıştır, uğur falan olsun diye takmıştır. Erman Hoca'nın Amokachi için sarfettiği "malvarlığını içeri soktu" tarzı bir durum. Arkadaşım hemen şunu dedi sarı kart üzerine. İnşallah 2. sarıdan atılır. Atılmadı ama Ersun Hoca aldı Tayfun'u oyundan ilerleyen dakikalarda. Geçen sene ligimizde 1390 sarı kart gösterilmiş. 59 da kırmızı kart. Maç başı 4,54 sarı kart demek. Hakem kartı çıkaracak, yazacak, itirazları savuşturacak, oyunu başlatacak. Kart başı en az 20-25 saniye. Her devre 1 dakika kart muhabbeti yaşıyoruz yani. 1390 sarı kartın 232'si hakeme itirazdan. 77'si oyunu geciktirmeden. 10'u baraj mesafesi tantanası. 1056'sı sportmenliğe aykırı davranıştan. Bu 1056'nın %35-40 bizim TFF'nin sezon başı kart isteyene al sana kart demesinden, arkadan her türlü müdehaleye anında çekeceksin kardeşim demesinden, itiraz edene anında yapıştıracaksın demesinden, siz çoğaltın ben yazayım istersenizden...59 kırmızı kartın 38'i ise ikinci sarı karttan. Sarı kartı olan futbolcunun psikolojisi Trakya deyimi ile "tavşan boku" oluyor. Yani "ne kokar ne bulaşır". Ama bizim Avrupa'da maç yönetme rekorları kıran hakemlerimiz "otoritelerini korumaya devam ediyor"İsterdim ki Barça-Real maçında Raul'un Kanteleo'nun düdüğüne eliyle kart istediği kareyi versin spor programlarımız döndürüp döndürüp. Kanteleo aha şindi z.....belanı der gibi koştura koştura gitmedi Raul'un yanına. Otoritesini sarstı. Karizmayı çizdirdi. Hofenhaym-Şalke maçında hakemin düdüğüne illa önce bir el hareketi yaptı Hofenhym'lılar...Otorite kaçmasın diye çekmedi sarı kartını hakem. Genel duruma anında ayak uyduran Avrupa görmüş yabancı oyuncularımız, hakeme kendini attırmak içi elinden geleni yapan yerliler, hakemlerimizin yetersizliği ve her pozisyonu kitaba uydurma telaşları. Sarı karttan kusacağım artık. Sarı kartlar arttıkça kızlar ligine dönüyoruz kimse farkında değil? Sonra, çok sert bizim ligimiz. EPL'de 17 haftanın maç başı sarı kart ortalaması 3,11. Ama siz de haklısınız. EPL'deki gibi bir maç yönetmeye kalk, futbolcular da buna ayak uydursun. Varsayalım canım aaaa. Bu sefer de tribünleri durdurabilene aşk olsun. Eskişehir maçında da benzer hatalar olursa bu seyirciyi kim durduracak diye açıklama yapmış Sadri Şener. Yakışmış ligimizin genel durumuna. Hakem, futbolcu, taraftar, yönetici. Okeye dördüncü arıyorsunuz aha geldi. Basın da yandan çeteleyi tutar, yancılıktan çay kahve içer.

2 yorum:

Sinan Yılmaz dedi ki...

Haklısın üstat. Ama herşey biribiyle bağlantılı. Ayrıntılı düşünemeyen, cahil halkım bir bilmiş seçer. Örn: Erman Toroğlu.(her platformda bir efendi ister bu halk, o yüzden Cumhuriyet nedir bilemez yıllar yılı)Seçilen adam zırvalar. Kanundan değerli sözü olur. İnsanlar futbol değil pozisyon tartışması izler. X'e veriyorlar Y'ye vermiyorlara döner olay. Hakemlerde önüne gelene vermeye başlar ki; akşama onlara veriştirmesin Erman Toroğlu.

neretva dedi ki...

extensor: Abicim çok haklısın. Bu sene 15 haftada 120 maç oldu.Kaç maçta "ne maç oluyo be kardeşim? dedin. Ya da kaçırdığına üzüldün.