14 Ocak 2009 Çarşamba

500. Yazı Anısına (Trakya Hikayeleri)

500. postu giriyoruz. İyiden iyiye kantarın topuzunu kaçırmaya başladığımızı hissediyorum ki tipik "bir "Engin Ardıç" uslübu dört bir yanımı sarmaya başladı. 500. postta bir anımı sizlerle paylaşmak istedim. Ortaokul 1. sınıftayız. Edirne ili Havsa İlçesi Havsa Ortaokulu. Köhne bir konferans salonumuz var. İngilizce sınavlarını ispirtolu kağıtlara oluyoruz. Kafa bi dünya. Trakya itibari ile şikayetçi olan fazla yok. İngilizce sınavlarına A,B,C ve D'ler aynı anda giriyoruz. Tek seferde temizlik uygulaması. Seviyorum ingilizceyi. Fena değilim ingilizcede. Sınıfımızın yarısı köylerden sabah gelip okul çıkışı dönen arkadaşlarımız. İçlerinde tarım ve hayvancılıktan dolayı derslere zaman ayıramayanların sayısı çok fazla. Sabah süte gidip okula gelen arkadaşlarımız var.

Neyse sınava girdik. Duvar dibi kapma telaşı. Ezilenler falan. Bizim ekibin ortalarında ben varım. Arkama doğru da 5-6 kişi var. Sorulardan biri aynen şöyle. "Where do you go to see animals?"Sokağa çıkarım, köye giderim tövbe yarabbi. Hani önceden çalışılmış sorulardan gelir ya sınavda. Cevap "I go to zoo."En yakın hayvanat bahçesi Gülhane'de. Sınıftan kaç kişi İstanbul'a ayak basmıştır bilinmez. Suç bizde ki cevap olarak "I go to Köseömer" (bizim köy) yazmadık. I go to zoo yazdık gitti. Ezberine bilmem ne yaptığımın sistemi. Yalnız sorun şu ki benim "z" harfi "2" gibi.

Neyse...Aradan 10 gün geçti İngilizce dersindeyiz. En arkada 6-7 kişi oturuyoruz. İngilizceci derse geldi ve kafadan bize bakarak kalkın ayağa dedi. Bilemiyorum ki ne b..yedik. Adam disiplin kurulunda olduğu için konunun tuvalatlerin kabile gibi olmasına gelmesini bekliyoruz. Biri paketi sıkıştıyor masa altına. Ulan dedi "hadi hepiniz "zoo"ya gidemediniz. Hem kopya çekiyorsunuz hem de yutturmaya çalışıyorsunuz. Hepiniz "zoo"ya gitseniz sorun olmayacak ama biriniz 300, biriniz 500 biriniz 600'a gitmişsiniz." Benim arkamdaki Cino kopya çekmesi belli olmasın diye 200'ü yani zoo'yu 300 yazmış. Son iki rakamı da değiştirmiyor ki doğru da güme gitmesin. Arkasındaki Çukurköy'lüye demiş ki bana bak ben 300 yazıyorum sakın 300 yazma. Ne yazayım? 400 yaz. 500,600,700,800. Masanın altına girmişim, gözümden yaşlar akıyor gülmekten. Bereket önümde birileri var ki soteleniyoruz. Sen git "I go to 500" yaz. 500. post da böyle olsun.

6 yorum:

hagi dedi ki...

hocam çok güzel yazıyorsunuz elinize sağlık yalnız bir nokta var söylemem lazım. paragraf kullanmayınca olmuyor hakikaten.hele hele google reader türü rss feeder kullanıyorsa insan benim gibi,böyle koca bir kütle tek parça yazıyı insanın okuyası gelmiyor...bu güzel içeriği biraz cilalamak lazım derim.
sevgiler...

neretva dedi ki...

Uyarınızı dikkate alıp paragraflara bölüyorum. Öneriniz için teşekkür ederim. Sevgiler...

Sinan Yılmaz dedi ki...

:D Çok iyiydi bu hocam. Senden feyz alarak bende yazayım boş bir zamanımda.

neretva dedi ki...

Sen yaz biz de güzel güzel okuyalım.

desseess dedi ki...

500. yazı anısına harika bir hikaye... Aynı okulda, aynı hocanın tek seferde temizlik uygulamasıyla ingilizce sınavlarına girmiş 'Trakyalı' eski bir öğrenci olarak ayrı bir zevkle okudum...

biggins dedi ki...

Tebrikler, çok güzel bir anı olmuş.. Akşam akşam iyi geldi :))