6 Şubat 2009 Cuma

Bir Çocuğun Hayatı


O kadar çok futbolu seviyor ki...Daha 8 yaşında. Bu sevgisine ailesi kayıtsız kalamadı tabi. Yaz boyu Belediye'nin futbol okuluna gitti. Daha sonra dediler ki "yahu sen bu çocuğu neden Galatasaray'ın Büyükçekmece'deki futbol okuluna yazdırmıyorsun?" Baba da neden olmasın dedi? Büyükçekmece Galatasay Futbol Okulu'na yazın gitti geldi. Okullar başlayınca da cumartesi pazar öğlenden sonraları onun için büyük bir heyecana dönüştü. Kendisinden 2-3 yaş büyüklerle oynadı. Zaman ilerledi. Mesut Hoca bir gün babasını aradı. "Abi ben sizin çocuğu Florya'ya yazdırıyorum. Galatasaray'ın değişik semtlerindeki futbol okullarından sivrilen gençlerin isimlerini veriyoruz. Orada bir maç yapılıyor ve altyapı hocaları seyrediyor. Ben sizin çocuğun Galatasaray altyapısında kesinlikle yer alacağını düşünüyorum ve ismini yazdırıyorum. Sizce de uygun mudur?" Ufaklık havalarda tabi. Orta sahanın sağında oyunuyor. Ve o maç dün Florya'da yapıldı. Atalay beğenildi ve artık Galatasaray kanunları kendisi için başlıyor. Hafta içi ve haftasonu Florya'nın yolunu tutacak. Galatasaraylı olması güzel, altyapının Galatasaray olması daha da güzel. Hızlı, çabuk düşünüyor, fizik olarak belki değil ama oyun olarak yaşıtlarının çok ilerisinde. Büyükçekmeceden Okan çıktı, Fuat çıktı, Muhammed çıktı...Neden Atalay çıkmasın? Hepsini bir kenara koyalım da kaç tane çocuk 8 yaşında böyle bir kültür alışverişine sahip olabiliyor ki? Bir tarafta idmana çıkıyor diğer tarafta Arda'yı, Lincoln'ü seyrediyor. Belli bir disipline sahip oluyor. Hayata daha disiplinli ve daha sorumluluk sahibi olarak bakıyor. Yeni arkadaşlar ediniyor. Yeni hayaller kuruyor. Daha güzel ne olabilir ki? Ve hepsi hepsi 7-8 ay önce başladı. İlk biz yazalım Atalay'ı. 10 sene sonrasının neler getireceği hiç belli olmaz. Yolun açık olsun Atalay. Halı sahada 5-6 yaşındaki çocuk ayak içi yapmasa da oluyormuş yani. Bizdeki de akıl.

Hiç yorum yok: