26 Şubat 2009 Perşembe

Yazının Başlığı ve Lekip


Kendimi Galatasaray yazarı gibi hissetmeye başladım. Yazının başlığı Arda Turan olacaktı ama sığdıramayacağım için vazgeçtim. Kerik-Fleçır, Maskerano-Alonso, Muntari-Kabiasso'yu Topal-Akman ile bitirebilseydik Galatasaray bu turu geçer miydi bilemiyorum. Topal ne zaman kendini toparlasa başına bir haller geliyor. Barış'ın hem sağda hem de ortada oynayabilecek yetisinin olması Kevıl'ın oyuna dahil olmasını daha da meşrulaştırdı. Deyvid harici Fener 11'inde farklı yerde oynatabileceğin adam var mı? Uğur'u sol bek yapar mısın mesela? Aragones kadar taş düşsün başınıza. Topal sakatlandığında ilk sözüm belki de hayırlısı oldu idi. Nonda Lekip'e açıklama yapmış daha yazımızın mürekkebi kurumadan. Otorite sağlayamıyordu Skibbe demiş. Geç bile kalındı demiş. Oldum olası arkadan konuşmaları sevmem. Ama yazdıklarımızı dillendirmiş. Sahaya yansıyanı yazmak haricinde biz ne yapabiliriz ki? Baros gözümde her zaman kaçak güreşen bir futbolcu olmuştur (bunun dünyadaki en önemli örneği de Kostadinov'dur) ama bu maç yorulana kadar kendisinden beklenmeyen bir tarz sergiledi. Daha ne olsun. Meira-Emre'nin ayakta kalabilmesi Akman ve Barış Özbek'e bağlıydı. Gard düştü, kel göründü. Skor 3-1'ken geciken bir Mehmet Güven değişikliği GS'nin başını yakıyordu. Bülent Hoca belki de düşünüyordu ama gol Kavanegi'nin oyuna dahil olmasından sonra o kadar erken geldi ki Güven ismi oldu Nonda. E Lincoln'e de biraz destek olur musun Akman-Özbek'e denmiyor. Harcı değil. Bülent Hoca daha iyi oynadığı bir maçı kazanmasını bildi. Arda Turan için diyeceğim hiçbir şey yok. 10 numara oynadı. Hem defansif hem ofansif. Son sözüm Uğur Boral'a. Carlos'un yanında arada Hakan Balta'yı da izle de gerektiği zaman nasıl sağ ayağını kullanıyor gör. Adam hala Sevilla'dan dönemedi ülkeye. Hamburg? Teşekkürler Galatasaray.

Hiç yorum yok: