11 Eylül 2008 Perşembe

Sonuç normal...


Beklediğimiz gibi gelişti ve bitti. Milli takımın üst düzey 2,5 adamı var. Hamit, Nihat, Marco...2,5'undan da faydalanamadık bu seride. Orta saha ile Tuncay bağlantıyı koparınca Kompany ve Simons'un beyni ağırdı kafa atmaktan. PSV ve City'de 5 maçta bu kadar kafa vurmamışlardır herhalde. Tomografi öneririz. Halil hiç bozulmasın neden oynayamıyorum diye. Bu maçtan dolayı değil, genel durum itibari ile. Hiç bir zaman kadromda düşünmeyeceğim bir oyuncu kendisi. Ne yapar? Neyi iyi yapar? Şunu deyin? Verecek cevabınız var mı? Terim sonuna kadar haklıdır Halil tercihlerinde. Everton'ın bulunmaz Hint kumaşı gibi taraftarın önüne attığı Fellaini ve Verthongen, Bolognalı Mudingayi ile 2. yarıda tek taraflı düşüncelerini uyguladılar. Belçika'nın bu kadro ile olduğu olacağı budur. Hatta oradaki maç bizim için tartışmasız daha kolay olacaktır. Belçika'ya biraz oynamaya çalış bakalım düğünde masada oturup oynayanlara bok atması kolay derim. Eninde sonunda sende Belçika'da piste çıkacaksın. Düğün sahibisin ayıp olur. Ama ne çare ki kaydedilen 2 puana çare. Böyle maçlarda Arda'ya ihtiyacın çok var ama bu çok olmanın arkasında da Hakan Balta elzem. Uğur Boral, Çağlar olayı değil yani. Euro 2008'in Hamit ile ayakta kalan 2-3 adamında biri olan Balta hem Uğur'dan hem de Çağlar'dan daha diri tutacaktı Arda'yı. Nihat, Hamit, Balta, Tuncay, Marco...Normal bu sonuç...Ki biz her şeye rağmen galibiyete daha yakın taraftık. Gökhan'ın her eksisine Kazım artı yazmalı. Ya da tam tersi. Ama ikisi de eksi yazıyor. Gökhan-Servet malum. Bu skor gerçekten normal. Eğer yenseydik şamda kayısı olurdu. Sonuç: Aslında alternatifi çok görünen ama az olan bir kadro yapımız varmış değil mi? Estonya ve Ermenistan maçında tamam da Bosna maçında umarım başımız ağrımaz. Sami Yen'deki gibi hatır gönül işi olmayacaktır bu sefer. Oradaydım oradan biliyorum.

Hiç yorum yok: