İnsanoğlunun bildiği okyanusta damladır. Biz o damlayı biraz daha büyütmek için çaba sarfederiz. En sevdiğim sözlerden biridir. Bizim camiamızı futbol blog camiası olarak adlandırırsak bu camiada dikkatimi çeken bir nokta var. Hatta geçen gün Pennearabiata ile konuşurken de mevzusu oldu. Sağlıklı bir açıklamasını bulamadık. "Bilmiyorum Öğrenmek İstiyorum" başlığı ile yazdığım yazıda öğrenmek istediğim şu. "Bizim camianın neredeyse %60-70'ini oluşturan kalemlerin Galatasaraylı olmasını neye bağlıyorsunuz?" Ey lise sen nelere kadirsin. Kıyısından köşesinden bizi de üniversitesinin içine dahil ettin. Mantıklı bir açıklaması olandan okumak isteriz.
SL 12 RAMS Başakşehir FK - Beşiktaş
-
*Tarih: *10 Kasım 2024 Pazar 19.00
*Stadyum:* Başakşehir Fatih Terim
*Hakem Hakkında Bilgi:* Turgut Doman (BJK Karnesi 1G 0B 0M)
*Eksik Oyuncular: * ...
1 hafta önce
2 yorum:
Bir ''kayıp nesil'' durumu var, özellikle Beşiktaş tarafında.Şimdilerde genç olanlar, 25 yaş altı diyebiliriz, futbolun somut yönüne çok fazla takılamadılar.Ne kupalara, şampiyonluklara giden doğru yol, ne futbolun gelişimi, ne ''müşteri odaklandırmasıyla sağlanan aidiyet'' hususlarında bir geçmişi yok içerisine benim de dahil olduğum neslin.2000li yıllar ile birlikte bir de buna yap-boz durumu eklenince futbol aklını muhafaza etmek pek kolay olmadı.Galatasaray'ın ve Fenerbahçe'nin kupaları varken Beşiktaşlı gencin, okul çağında aidiyeti yeşermesi gereken taraftarın tutunduğu dal tribün oldu; çünkü elinde başka bir şey yoktu.Semt çocukları bir başka kültür ortamında Beşiktaşlı olurken, dışarıdan Beşiktaşlı olanlar kendini semte, stada, bu kültere yanaştırmaya çalıştı.Bu insanları küçümsemiyorum asla, yanlış anlaşılmasın.
Gerçekten Beşiktaş'ı ilgi alanlarının merkezine koyan birine sorsanız ve şu durumdan kurtuluş için ''açıklamalı bir reçete'' isteniz benzer cevaplar alabilirsiniz; fakat sokaktan 50 Beşiktaşlı çevirin, ''yönetim değişsin tamam da ne olsun peki?'' diye sorulduğundan en az 25 farklı cevap alınacağını iddia ediyorum.Ben, ''daha Beşiktaşlı'' olanların varlığına inanıyorum; onlar da kendini içkiye veren derbeder adam gibi çözümü olmadığına inandıkları bir sevda için ''olduğu gibi'' ile yetinmeyi kabul ediyorlar, olabilir; en azından benim gözlemim bu yönde.
Zeki Demirkubuz, Tarık Tufan var mesela; arada bu ikiliden Beşiktaş'ı dinlemek, bu soruyu belki de onlara sormak gerek.''Daha Beşiktaşlı'' insanlar bunlar, belki böyle bir cevap bulabiliriz bu soruya.
Lise ve üniversite kısmına gelirsek; ben de GS Üniversitesi'nin hali hazırda mensubuyum.Bedava L'Equipe okuyorum her gün, memuriyet durumu hakim, içeri giren kendini Şanzelize'de sanıyor, futbol konuşmak avam uyutucusu sayılıyor falan.Boğazda oturmak güzel, gibi...
Salih merhaba, öncelikle konuya değer verdiğin için teşekkür ederim. Senin olaya Beşiktaş olarak bakman gayet doğal ki örneklerin gayet mantıklı. Yoksa lise ve üniversite işin dalgaya vurumudur.
Ben de Fener olarak bakıyorum. Genel yüzdenin yine çok altında. Bu durumda şu çıkıyor sanki. Genelde yazanlar bizden bir alt devre ve bu devre genelde 20-25 yaş arası. Yani Galatasaray'ın 96'da başlayan serüvenini en ateşli yaşayan grup. Ortaokul lise yılları. Kızıdrmacai kavga dövüş. Özellikle Sami Yen deplasmanlarını kaçırmayan ben en son ne zaman deplasmana gittim hatırlamıyorum mesela. Ama bu yaş grubu tam birbirlerini kızdıracak yaştaydı. Yazacak da hikayeleri fazlaydı. Sen tribün yazarsın ben de her maç Cim Bom'u nasıl yendiğimizi yazarım. E biz böyle adamlar da değiliz ki yazalım. Aslolan futboldur.
Kayıp Nesiller adlı bir yazı yazmıştım. Maraton ruhunun kaybolduğuna dair. O geldi şimdi aklıma. Bugün biri bana şöyle bir yorum yazmış. Git kendi takımını yaz Fener'e bulaşma tarzı. İyi de ben Fenerliyim yahu.
Bir nesil yukarı çıkması lazım galiba Fenerli ve Beşiktaşlıların sayısının artması için. Ama bu da şunun göstergesidir ki yaş biraz ilerlemeden aslolan futbol olmuyor. Fener, Galatasaray, Beşiktaş oluyor maalesef.
Yorum Gönder